Yıllarca çok tartışılmış bir mevzu haline gelmiş bir konudur bu kulaklık konuları. Bu başlığa bence şöyle başlamakta fayda var üretilmiş olan hiçbir kulaklık ve monitor ''FLAT'' değildir arkadaşlar, bunun bir altını çizelim önce... Doğal olarak bir kulaklık alırken aaaaa acaba hangisi flat hangisi daha iyi duyuruyor konusuna kutusundaki rengi veya fiziksel beğenileri,tasarımları bir kenara bırakırsak bu işe fiziksel ve elektroniksel bilgiyle yaklaşmakta fayda var. DT990 pro yu anlatmadan önce gelin önce şu işin bir fiziksel kavramlarını konuşalım.
Bir kere kulaklık işinde ohm kavramı yoksayılamaz müzikal bir cevap içeriyor. Günümüzde kullanılan çok kaliteli headphone anfilerini bir kenara bırakırsak orta seviye ve düşük seviye ses kartlarının headphone outları malesef ki yeterli beslemeye sahip değiller. Headphone amp kavramının çıkış noktası ve monitor controllerların aktif olanlarının tercih edilme sebebide biraz buralara dayanır. Retro üreticiler 80 ve 90 larda 32ohm gibi bir kulaklık üretmedilerde düşünmedilerde dönemin mixer tasarımları ve deck hardwareleri üzerinde zaten headphone amplar tümleşik olarak barınıyordu beslemeler yeterliydi o sebeple yüksek empedans kulaklıklar o aralar modaydı fakat daha sonra teknolojinin dijitalleşmesiyle günümüze varan ses kartlarının bazı düşük seviyeli modelerinde outların yeterli beslemeyle çıkışları sağlanamaması sebebiyle harici amplar ve monitor controllerlar otomatikman ihtiyaç haline dönüştü.
Kulaklık üreticileri ses kartlarındaki bu yetersiz beslemeyi ''absorbe edebilmek'' için bu kez düşük empedans kulaklıklar üretmeye geçtiler 32 ohm kavramı bu şekilde başlamış oldu. Yalnız bunun dinleyiciye artıları olduğu gibi eksileride olmaya başladı. Ohm düştükçe volume artıyordu mixlenmemiş daha ham kayıtları alırken düşük gain stagelerdeki playbackleri veya kayıtları duyabilmek daha mümkün hale geliyordu ancak ohm düştükçe volume artarken THD 'de artıyordu. Total harmonic distortion arttığı zamanda bu kez mixlenmiş bir eseri aynı kulaklıkla dinlerken fazla sert fazla agresif fazla güçlü duymaya başlıyordunuz. Peki bir şarkıyı monitorle dinliyormuş gibi relax transientlerde sessiz sakin atmosferde duymanın bir yolu yokmuydu ? işte o zamanda yüksek empedans kulaklıklar devreye girdi. 250 ohm 600 ohm gibi kulaklıklar bunun için çıktı piyasaya. ''Ohm'' yani empedans yükseldikçe bu seferde ''volume'' düşmeye başladı ancak THD'de oldukça düştü ve clean organik sakin relax bir müzik duymaya başlandı ve anlaşılabilir bir mix duyuyordunuz.
Ancak yüksek empedans kulaklıkların iyi beslenmeye ithiyacı olduğu içinde bazı ses kartlarının üzerindeki headphone anfi katları yetersiz kalıyordu ve harici günümüzde kullandığımız aktif monitor controllerlar ve headamplar mecburi hale geldi. Kulaklık tercih ederken bu bilgilerden sonra 2 amaç karşınıza çıkıcak artık bir kulaklığın renginden önce fiziksel görselliğinden önce artık amacınızı düşünmeniz gerektiğini biliyorsunuz. Kayıt anında düşük kazançlardaki düşük volumelerdeki sesleri duymak isteyenler düşük ohm kulaklıkları tercih edebilirler. Ancak yeterli beslemeye sahip external monitor controller ve headphone anfileri sahipleri işin sonunda mixide-masteringide dinleyeceklerini varsayarsak yüksek empedanslı kulaklıkları tercih ederek kendi kulaklarına bir iyilik yapmış olurlar.
Bu bilgilerden sonra şimdi geçebiliriz Beyerdynamic dt 990 Pro'ya. Bu kulaklığın 32 ohm 250 ohm ve 600 ohm seçenekleri var. İlk release tarihi 2004 tür.15 yıldırda üretimi durmamış bir modeldir.Herhangi bir markanın bu 3 farklı empedansta kulaklığını bulmakta mümkün değil. Made in Germany'i gururla kutusuna yazdıran bu firma bunu düşünmüş. Ve ben bu adamların bu işi bilerek ürettiğini o saniye anladığım için tercih ettiğim bir markaydı kendileri. dt990 pro 250 ohmu anlatacak olursak bir kere deri kaplı değil haliyle 2 3 yılda patır patır soyulup dökülmüyor, terletmiyor sıkmıyor. Konfor 10 üzerinden 10 alette. Kulaklığın dış çerçevesi stepped ayar kolları plastik değil demir/metal buda bu adamların bu işe verdiği ciddiyeti gösteriyor yere düşerse kırılmaz. Kulaklık kapalı bir kulaklık olmasına rağmen sadece beyerdynamic üretimleri içinde DT990 ve DT1990 modeline özgü yan tarafları açıktır ama bu dışarı ses çıksın diye değil. İçeriye hava girsin diye var. İnsan anotomoisi biraz konforu sever kapalı kulaklıkla çalışırken uzun mesaide kafa bir müddet sonra şişer bu şişmenin beyerdynamic'e göre bir sebebide kulağın hava almamasıdır. Yanları açık modelde bu yüzden içeri hava girer ve kulak iç harareti vucud ısısında kalarak kafa daha geç zamanda şişer. Kulak önemli yani 
dt990 pro 250 ohm version olmasından dolayı yukarıda yazdığımız bilgiler doğrultusunda 32 ohm versionlara göre daha sessiz ve düşük thd ye sahip bir kulaklık haliyle reverbleri daha keyili ,dark sessiz ve etkileyici duyabiliyorsunuz. Thd düşük olduğu için ilave saturasyon olmadığı için transientleri bir referance monitorle dinliyormuşcasına organik duyabiliyorsunuz.Alt frekans organikliği oldukça iyi mekanik bir sound yok.
Ancak her kulaklıkta olduğu gibi DT990da elbette flat değil. ortalama olarak 40hz'den 900hz'e kadar flat sayılabilecek bir sinyal bütünlüğü içinde gelirken 900 hz den 8 khz e kadar hafif göçüyor çok değil - 1 2 db sonra 10 khz sonrası air bölgede etkili bir boost alıyor 6 7 db gibi airi açtıktan sonra 20 khz e kadar gidiyor . Ancak 250 ohm olduğu için thd düşük olduğu için 32 ohm bir kulaklık gibi şangır şungur çalışmıyor. Stereo saha bir miktar daha geniş olabilirdi şahsen(kötü değil). Focus'a biraz odaklı çalışıyor. Konfor konusunu yazmaya gerek bile görmedim çünkü gerçekten rahat cuk diye kafaya oturan bir kulaklık sıkma yok stress yok yanlar açık hava geliyor misss kulak hava alıyor rahatsın yani.600 ohm versionuda arzu edenler amacına uygun olarak 600 ohm versionu tercih ederse çok daha clean bir atmosferda müzik dinleyeceklerini yukarıdaki fiziksel bilimsel gerekçelerle tahmin etmek zor değil. dt 770 ve dt 880 modelleri 990'a göre daha mat sakin üst frekans yapısına sahiptir bu bilgiyide yazalım. Müzik tarzınıza göre karar sizde artık.
