Müzikal Öyküler...

Biraz soluklanıp, bir kahve içip,sohbet etmek için...


Mehmet Uzunosmanoğlu
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 2545
Kayıt: 25 Mar 2014, 02:05
Has thanked: 77 time
Been thanked: 43 time

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen Mehmet Uzunosmanoğlu »

Sabri dostum süper. Ben bunu okudum ve bir kaç saniye içinde aklımda hemen bu senaryodan yola çıkan maksimum 10-15 dakikalık kısa bir film fikri oluştu.

  1. Sekans :

Bir film müziği kaydı varmış.
Beni iyi basçıdır diye methetmişler.
Çağırdılar. Gittim.
Şef bana dediki "5.ci ölçüden sonra aynı figürle mi bemol de kalırsanız sevinirim"

Nasıl yani? 3.5 dakika sırf mibemol mü basacağım.
Mi bemol bile bundan sıkılır yahu. diye düşündüm ama bir şey diyemedim tabi.
Her ölçü başı 8 lik mi bemol basıp duruyorum.
Tam esnemeye başlayacaktım ki, "Ok" dedi şef.

  1. Sekans :

Studyodan çıkınca yağmura yakalandım.
Neyseki paramı almıştım.
Kestaneci çocuğun köşeden dönerken İsmail i aradım. "Gel beni tünelden al kafeye gidelim" diye.

  1. Sekans :

Şimdi kafedeyiz. Ben bir ıhlamur söyledim kendime . Üzerinize afiyet bu aralar biraz kırgınlık var üzerimde.

En iyisi caz diyorum İsmaile. Mi bemol de olsa hiç değilse farklı franksionları var.

Kafana göre takılıyorsun yani...

İsmail bir yudum daha alıyor çayından ve "Bu hafta sonu soğan kesin düşer abi" diyor.
....

Ve Final :

Bu Film mi, dizi mi ben de bilmiyorum ama vizyona girince paylaşırım arkadaşlar.
Basları ben çaldım yani.

Bu iki satır öyküden neler çıkar neler....

En son Mehmet Uzunosmanoğlu tarafından 01 Ara 2018, 00:34 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Yamaha Clavinova CVP-503 / Roland Integra7 / Roland SonicCell / Roland Pro-E / Korg M1 / SPL Director DAC / PMC Twenty 5.22 / SPL Performer s800 Stereo Power Amplifier / SPL Phonitor Mini / AKG K712 Pro / Audio Technica ATH-M50x / Vovox Enstrüman ve Monitör Kabloları / Vovox Power Kabloları / PC i7 4 Gb 256 Gb SSD Win7 / Sony i5 12 Gb 500 Gb SSD Win10 Pro
Kullanıcı avatarı
Cho®dSolo
Administrator
Administrator
Mesajlar: 3804
Kayıt: 07 Oca 2012, 01:00
DAW: Cubase Elements 8, StudioOne 3.0
Şehir: Düzce
Has thanked: 108 time
Been thanked: 34 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen Cho®dSolo »

Eski günleri özlemek...
Bu yaşlara has bir racon mu, yoksa bir özlem midir?
Sorumsuzca bahçede, arsada, sokakta top oynamak...
Telli araba sürüp, misket yuvarlamak...
Külah yapıp borudan üflemek yahut sapanla taş atmak...
Bazen komşunun bahçesine dalıp elma çalmak...
Mahallenin en güzel kızına hava yapacağım diye oradan oraya koşturmak...!!!
İnternetimiz yoktu bizim...
Commadore 64 yeni çıkmıştı, bir oyun kasetli teypden yarım saatte yüklenirdi...
Yapabildiğimiz en büyük atraksiyon bilgisayarda adımızı yazdırmaktı...!
Çok büyük bir iş yapmış gibi bakardık mavi ekrana...
Akşam yatmadan önce Adile Teyzemiz vardı bizim, masal anlatırdı...
"Kuzucuklarım" derdi bizlere...
Tıpkı bir anne şefkatiyle...
Barış Abimiz vardı, adam olacak çocuklarımız...
Cumartesi saat 15; Karaşimşek, Atlantis'den gelen adam,uzay yolu...
Pazar sabahları Voltran,Uçan Kaz,Heidi ile saat 9 da açılan TV, ve kovboy filmi...
Ardından Hikmet Şimşek yönetiminde pazar konseri...
Biz de telefon yoktu önceleri, sonradan yazıldık aldık...
Şehirlerarası görüşeceksen "yazdıracaktın", bağlarsalar ne ala...
PTT nin jetonlu telefon kulübeleri vardı, jetonun varsa...
Ama mektup yazardık, akrabalarımıza...
Ve dahi sevdiğimize...
Parfüm sıkardık mektuplara, sevdiğimizi etkilemek için,aşk kokardı...
Mp3'lerimiz yoktu bizim...
Kasetlerimiz yada plaklarımız vardı...
Sıkıştırılmamış, pırıl pırıl kayıtlar dinlerdik...!
Akıllı telefonumuz da , devasa bilgisayarlarımız da, duble yollarımız da yoktu bizim...!!!
Ankara'dan Çorum'a mesafe kat ederdik her bayram...
Haa bayram dedim de, ona hiç girmeyim...!!
Ve büyüdük...
Yüreğimize vatan sevgisi, memleket sevdası koydular bizim...!
Nazım Hikmet okuduk, İzmir Marşı söyledik...
Harbiye Marşını söylerken gözlerimiz doldu...
Ömrümüzün belki de en güzel yıllarını vatana verdik...!
Öldük, öldürdük...
Ama ve de lakin;
Herkesi kendimiz gibi zannettik...
Evet belki duble yollarımız yoktu...
Akıllı telefonlarımız da, bilgisayarlarımız da...
Kimse bize 1 dolar vermedi, verseydi de almazdık zaten...!!!
Ama...
Mutluyduk be en nihayetinde!!!

Bu maç bitmez Paşam, sen merak etme...
Evlatların eninde sonunda bu gaflet uykusundan uyanacak...!!!
Nasıl kurtulduğumuz unutmadık, unutmayız...!!!
Biz gene mutlu olacağız elbet...
Ne demiş üstad; "Biz büyüdük ve kirlendi dünya...!!!"

Ch.
En son Cho®dSolo tarafından 07 Ara 2018, 09:06 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Cumartesi Kafeteryası Öyküleri..
Yılın son akşamlarından biriydi.

İş kovalamaktan yorgun zor attım kendimi kafeye.

Baktım ortam biraz tıklım. Kapıya yakın bir masada konuşlandım.

Önümde bekleme birası.

Müzeyyen Senar söylüyor derinden. Aklımda şon şakımın bas partisyonları derken...

Yan masadaki Klarnetçi Rıfkı birden kudurdu.

Onu hiç bu kadar öfkeli görmemiştim.


Adam ağzında lastik bir boru, önünde bir bilgisayar, klarneti benden daha iyi üflüyor yahu!" diye bas bas bağırıyor.

Ben bu klarneti öğrenene kadar canım çıktı lan! Babamdan yediğim dayaklar da cabası...


Kirli pencere önündeki masada demlenmekte olan tekelden emekli Çeşmizade Udi Sami Bey " Ne bağırırsın be ya öyle bas bas" dedi

Biz bir şey diyor muyuz.

Davulcu Pic İsmet. Barda ayak üstü takılıyordu.

Birasından sertçe bir fırt daha alıp "Ayıp olmuyor mu arkadaşlar" diye bir hışım geri döndü.


Olmaz ilaç pareme diye devam etti Müzeyyen. Bir açık bira daha söyledim.

Yarın yeni bir gün, yeni bir yıl nasılsa...

Bir çaresine bakacağız artık...

Yeni yılınız kutlu olsun. Nice güzel günlerle dolu olsun.

29.12.2018
En son nacib tarafından 30 Ara 2018, 08:26 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Cumartesi öyküleri...


Bu hafta sonu Fly studioyu açıp inceledim.

Beğenmedim ama bunda Fly nin suçu yok diye düşünüyorum.

Neyle başlıyorsanız onunla daha rahat hissediyorsunuz kendinizi sanki.

Fly yi bırakıp cubase i açınca yakın bir dostumu görmüş gibi hissettim.

Neyse, dedim ya bu işte Fly nin suçu yok. Suç alışkanlıklarımızda.

Bu dawnlara alışmak yeni arkadaşlıklara uyum sağlamaktan daha zor.

07.05.2019 Sevgiler...
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Prozodi üzerine düşünceler.....

Sözün cümleleriyle müziğin cümlelerinin uyuşmaması, prozodi hatası oluşturur / Ekşi Sözlük/



Prozodi Prozodi veya müzik prozodisi, müziğin sözlere, sözlerin nağmelere, çeşitli vasıtalarla uygulanmasına
ve her ikisinin de beste diksiyonu, mana ve ahenk bakımından başarılı bir şekilde kaynaşmasıdır. /türkçebilgi.com/


Yani prozodi, her şeyden evvel dile dayanan bir uygulama ve inceleme ilmidir.
Sonradan mûsikînin kapsamına giren prozodi, neredeyse tamamen bu ilmin konusu olarak anlaşılmaya başlanmıştır.
Bu sebeple, prozodi konusu hem edebî hem de musıkî açısından da incelenmelidir. www.turksanatmuziği.org


Bir şiir bestesinde, hece vurgularının müzik vurgu ve yükselişleriyle iyice uyuşmuş olması / nedirnedemek.com


Şekilde görüldüğü gibi herkes bu konuda "Hem fikir" / bknz; "Hem fikir" wikipedi/



Şimdi gelelim Bu konu ile ilgili müzik çalışmamıza...

Şiirimiz büyük ustadan, Orhan Veliden...



Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda.

Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle.

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var biliyorum

Herşeyi söylemek mümkün.

Epeyce yaklaşmışım duyuyorum.

Anlatamıyorum.



Bu güzel şiir bir çok kez bestelendi zaten.

Konuda uzman bir çok besteci tarafından defalarca altı çizildi, kullanıldı, paraya dönüştürüldü.

Bu paraya dönüştürülme esnasında bir çok güzel ezgiler üretildi. Dinleyenler memnun kaldı.


Sıra bizde. Neyimiz eksik. Armoni bilgimiz var, yani minör, majör filan biliyoruz.

Plaform, çalışma masası filan da var. Bende cubase, sizde ableton, cakewalk, fruty neyse işte.



İlk işimiz bir solo kanal açmak olmalı.


Şimdi duyar gibiyim; bazı arkadaşlar önce armonik bir yapı oluşturalım diyorlar.

Sonra üstüne mırıldanırız olur biter. Soloyu siktiret. Armonik yapı kendi solosunu şiirde kendi müziğini oluşturur zaten.

Hatta genç arkadaşlarımdan bazıları da bir ritimsel alt yapı oluştursak ya abi diyor. Rap olur vs..

Üstüne şiiri okuruz araya da bir kaç ta yaylı koyduk mu acaip etkileyici olur diyor da olabilirler.

Düşlerimin sınırı yok. Hatta bir arkadaşım dedi ki; "Abi bu şiir böyle kalsın...Ellemiyelim bence."


Bazı şiirler şarkı olur bazı şarkıların tümünü toplasan bir şiir etmez.

Neyse lafı fazla uzatmayalım konumuz neydi? prozodi...

Bu şiiri öyle bir müzikal mırıldanın ve yazın ki ben sizi dinlerken Orhan Veli yi ve göz yaşlarını hissedeyim.

İşte aslında prozodi budur bence...


Sevgiler...
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Prozodi üzerine düşünceler.....

Sözün cümleleriyle müziğin cümlelerinin uyuşmaması, prozodi hatası oluşturur / Ekşi Sözlük/



Prozodi Prozodi veya müzik prozodisi, müziğin sözlere, sözlerin nağmelere, çeşitli vasıtalarla uygulanmasına
ve her ikisinin de beste diksiyonu, mana ve ahenk bakımından başarılı bir şekilde kaynaşmasıdır. /türkçebilgi.com/


Yani prozodi, her şeyden evvel dile dayanan bir uygulama ve inceleme ilmidir.
Sonradan mûsikînin kapsamına giren prozodi, neredeyse tamamen bu ilmin konusu olarak anlaşılmaya başlanmıştır.
Bu sebeple, prozodi konusu hem edebî hem de musıkî açısından da incelenmelidir. www.turksanatmuziği.org


Bir şiir bestesinde, hece vurgularının müzik vurgu ve yükselişleriyle iyice uyuşmuş olması / nedirnedemek.com


Şekilde görüldüğü gibi herkes bu konuda "Hem fikir" / bknz; "Hem fikir" wikipedi/



Şimdi gelelim Bu konu ile ilgili müzik çalışmamıza...

Şiirimiz büyük ustadan, Orhan Veliden...



Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda.

Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle.

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var biliyorum

Herşeyi söylemek mümkün.

Epeyce yaklaşmışım duyuyorum.

Anlatamıyorum.



Bu güzel şiir bir çok kez bestelendi zaten.

Konuda uzman bir çok besteci tarafından defalarca altı çizildi, kullanıldı, paraya dönüştürüldü.

Bu paraya dönüştürülme esnasında bir çok güzel ezgiler üretildi. Dinleyenler memnun kaldı.


Sıra bizde. Neyimiz eksik. Armoni bilgimiz var, yani minör, majör filan biliyoruz.

Plaform, çalışma masası filan da var. Bende cubase, sizde ableton, cakewalk, fruty neyse işte.



İlk işimiz bir solo kanal açmak olmalı.


Şimdi duyar gibiyim; bazı arkadaşlar önce armonik bir yapı oluşturalım diyorlar.

Sonra üstüne mırıldanırız olur biter. Soloyu siktiret. Armonik yapı kendi solosunu şiirde kendi müziğini oluşturur zaten.

Hatta genç arkadaşlarımdan bazıları da bir ritimsel alt yapı oluştursak ya abi diyor. Rap olur vs..

Üstüne şiiri okuruz araya da bir kaç ta yaylı koyduk mu acaip etkileyici olur diyor da olabilirler.

Düşlerimizin sınırı yok. Hatta bir arkadaşım dedi ki; "Abi bu şiir böyle kalsın...Ellemiyelim bence."


Bazı şiirler şarkı olur bazı şarkıların tümünü toplasan bir şiir etmez.

Neyse lafı fazla uzatmayalım konumuz neydi? prozodi...

Bu şiiri öyle bir müzikal mırıldanın ve yazın ki ben sizi dinlerken Orhan Veli yi ve göz yaşlarını hissedeyim.

İşte aslında prozodi budur bence...


Sevgiler...
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Cumartesi Öyküleri...


Taktım İskender in "Anneler Günü" şarkısını media playere, yazdım öykümü.

https://clyp.it/gkwa2gq0

Bütün anneler için...


Gök kuşağı annem...


Bütün renkleri ve bütün müzikleri içinde taşırdı o...

Beni okşarken gökyüzü mavisi, önlüğümü iliklerken yaprak yeşili kokardı.

En güzel ninniyi o söylerdi ve en güzel türküyü.

Başım dizlerinde onu dinlerken uyurdum, rüyamda çiçekler açardı.

Yağmur sonrası toprak gibi kokardı O.

Gök kuşağım annem.


Kızarsa Paganini, gülümserse Vivaldi olurdu.

Onu İlk Gorki den dinledim, sonra baktım ki her roman, her şiir, her müzik, her resim, bana benim annemi anlatıyor.

Tatil sabahları yumurtalı ekmek kızartması, okula giderken erzak çantamdaki elma.

Öksürdüğüm de ilacım, bayram sevincim, terlemiş sırtımdaki yarım havlu.

O bir sihir, o bir masal, o çocukluğumun perili dağlarındaki prensesimdi...



Keşke masallardaki gibi öpüp yanaklarından getirebilseydim onu geri.


Benim gök kuşağım, sevgili güzel annem...

Ellerinden öperim...

Sevgiler...
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Cumartesi Kafeteryası Öyküleri...

İş güç, filan derken epeydir uğramıyordum kafeye.

Akşam üstü işten dönerken uğradım...
İsmail'in "Müzeyyen ile yine arası açık besbelli" paraya kıymış, Kız Kulesi'ni gören masada rakı içiyordu.
Köprü tarafındaki masada bir kaç müezzin son mevlüt işlerinden aldıkları parayı paylaşıyorlardı.
Tekelden emekli, ara sıra beyoğlu takılan klarnetçi Topal Remzi bir bira daha söyledi ve yaz diye bir işaret çaktı barmene.
Barmen besbelli patrondan tembihli, görmemezliğe geldi. Üzüldüm.
Girişteki piyano akort edilmişti ama takılan yoktu.
Sahne diye ayrılmış sol köşede yapayalnız duran klasik bir gitar ilgimi çekti.
Gittim elime aldım. Çalmıyalı epey olmuştu. Bir si minör bastım.
Rodrigo diye bağırdı biri.
Rodrigo yu duyunca müezzinler paylaşmayı kesip arkalarına yaslandılar.
İsmail bir elli gram daha söyledi.

E şimdi çalmasam olmaz.

Arkadaşlarım da hazır arkalarına yaslanmış, İsmail bir elli daha söylemiş.

...

Bu öykümü yazdım ve sonra aldım elime gitarımı, Rodrigo'nun gitar konçertosu'nun birinci bölümünü çaldım.

Umarım duyuyorsunuzdur...

Sevgiler...02.06.2019...
En son nacib tarafından 03 Haz 2019, 21:48 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
tezcankoray
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 2224
Kayıt: 17 Şub 2014, 12:18
DAW: Studio One 4.5
Has thanked: 32 time
Been thanked: 16 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen tezcankoray »

[QUOTE=nacib;48070]Cumartesi Kafeteryası Öyküleri...

İş güç, filan derken epeydir uğramıyordum kafeye.

Akşam üstü işten dönerken uğradım...
İsmail'in "Müzeyyen ile yine arası açık besbelli" paraya kıymış, Kız Kulesi'ni gören masada rakı içiyordu.
Köprü tarafındaki masada bir kaç müezzin son mevlüt işlerinden aldıkları parayı paylaşıyorlardı.
Tekelden emekli, ara sıra beyoğlu takılan klarnetçi Topal Remzi bir bira daha söyledi ve yaz diye bir işaret çaktı barmene.
Barmen besbelli patrondan tembihli, görmemezliğe geldi. Üzüldüm.
Girişteki piano akor edilmişti ama takılan yoktu.
Sahne diye ayrılmış sol köşede yapayalnız duran klasik bir gitar ilgimi çekti.
Gittim elime aldım. Çalmıyalı epey olmuştu. Bir si minör bastım.
Rodrigo diye bağırdı biri.
Rodrigo yu duyunca müezzinler paylaşmayı kesip arkalarına yaslandılar.
İsmail bir elli gram daha söyledi.

E şimdi çalmasam olmaz.

Arkadaşlarım da hazır arkalarına yaslanmış, İsmail bir elli daha söylemiş.

...

Bu öykümü yazdım ve sonra aldım elime gitarımı, Rodrigo'nun gitar konçertosu'nun birinci bölümünü çaldım.

Umarım duyuyorsunuzdur...

Sevgiler...02.06.2019...[/QUOTE]Valla duymuş kadar olduk abi. Gitarı ne zaman elime alsam başlarım ama tam olarak beceremem. Ama olsun çok severim :)

Saygılar,
Tezcan

TA-1033 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Studio One 4.5 | Focusrite 2i2 | Yamaha MOX6 | Rode NT1-A | ATH-M50x

Souncloud: https://soundcloud.com/tezcan-3/
YouTube: https://www.youtube.com/c/TezcanKoray
Instagram: https://www.instagram.com/tezcan.koray/
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Müzikal öyküler...

Cubase...

Midi beste çalışmaları...

Önce chord trackta kadansı kurguladım 8 ölçü. /Em Em Am F GF Em GF Em/

Sonra akorları gitara yönlendirdim.

Dinleyip armonik kurallara uyarak üzerine bir ezgi yazdım.

Tabiatiyle bir sonraki 8 mezuru farklı kurgulamak gerekiyordu ki farklı bir duyum oluşsun.

Dinleyenler "Bu hep aynı gidiyo ya!" deyip sıkılmasınlar.

öyle yaptım zaten.

Önce soloyu yazdım bu sefer, sonra akorları...Em Em G Am Em Em GF Em

Popüler bir şarkı ha çıktı ha çıkacaktı sanki. Eksik olan neydi?: Şan ve sözler...

Artık güne, zamana dair sosyal bir takım sözler yazılacak ve melodinin üzerine okunacak.

İş söyleyende bitiyor. Sesi ve yorumu güzelse, sözler de delip geçiyorsa adeta hit olur.

Hit dediysem bu tür çalışmaların ömrü en fazla 10 yıl...Yani sosyolojik bir değişim...

Domates biber patlıcan gibi bir şey. Hatta onlar bile bu şarkıdan değerlidir.

30 yıl sonra domatesi patlıcanı biberi bulabilirsen yersin ama bu şarkıyı dinleyemezsin.

Şarkıyı dinleyenler dede olup ölmüşlerdir zaten. Yeni insanlar yeni şarkılarını üretirler.

Neyse ben bir yandan bu midi beste üretme çalışmamı yapıyor bir yandan da düşünüyorum.

Hepsi bu 16 mezur işte. mi la sol fa filan.... https://clyp.it/nq3tyxms

Sevgiler...
En son nacib tarafından 17 Haz 2019, 21:17 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
tezcankoray
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 2224
Kayıt: 17 Şub 2014, 12:18
DAW: Studio One 4.5
Has thanked: 32 time
Been thanked: 16 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen tezcankoray »

[MENTION=2311]nacib[/MENTION]

Abicim özlemişiz senin çalışmalarını. Setup'ımı bi halledeyim de bir beste daha yapalım seninle :) Ellerine, yüreğine sağlık.

Dip Not: Neden hep slow parçalar abi? Bi tane hızlı gerçek bi "hit" yapalım, zıplasın millet. Ömrü sadece bir "yaz" olur ama tabi, bırak 10 yılı :)))
-Tezcan
Studio One 4.5 | Focusrite 2i2 | Yamaha MOX6 | Rode NT1-A | ATH-M50x

Souncloud: https://soundcloud.com/tezcan-3/
YouTube: https://www.youtube.com/c/TezcanKoray
Instagram: https://www.instagram.com/tezcan.koray/
Tanerongunyzb
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1061
Kayıt: 07 Oca 2012, 14:04
Has thanked: 8 time
Been thanked: 19 time

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen Tanerongunyzb »

Daha biz karpuz keseceğiz Sabri Abiyle Tezcan. Senin set up biter bitmez geçen konuştuğumuz melodisini armonize edip şiir okuyacağım. Gerçi senin set up ta her şeyi halletimde şu Latin Percussion işine uyuz oluyorum, kuramadım bir türlü. Birde iki üç gündür diş ağrısı çekiyorum, sorma gitsin.
tezcankoray
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 2224
Kayıt: 17 Şub 2014, 12:18
DAW: Studio One 4.5
Has thanked: 32 time
Been thanked: 16 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen tezcankoray »

[QUOTE=Tanerongunyzb;48107]Daha biz karpuz keseceğiz Sabri Abiyle Tezcan. Senin set up biter bitmez geçen konuştuğumuz melodisini armonize edip şiir okuyacağım. Gerçi senin set up ta her şeyi halletimde şu Latin Percussion işine uyuz oluyorum, kuramadım bir türlü. Birde iki üç gündür diş ağrısı çekiyorum, sorma gitsin.[/QUOTE]

Geçmiş olsun Taner abi. Diş ağrısı fena, ancak çeken bilir :)

Latin percussion işine de sıkma canını, olmuyorsa canın sağolsun. Sabri abimizin konusu kirlenmesin diye konuyu uzatmıyorum, konuşuruz yine :)

Saygılar,
Tezcan
Studio One 4.5 | Focusrite 2i2 | Yamaha MOX6 | Rode NT1-A | ATH-M50x

Souncloud: https://soundcloud.com/tezcan-3/
YouTube: https://www.youtube.com/c/TezcanKoray
Instagram: https://www.instagram.com/tezcan.koray/
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Cumartesi Kafeteryası Öyküleri...

Hazır looplar...


Hazır döngüler, looplar ve efektler kullanmayı sevmiyorum.

Bazı software reklamlarında al sana hazır kalıplar.

Onu oraya, bunu şuraya koy. Ritmi de döşe altına bas gitsin uğraşma kardeşim diyorlar..

İyi de böyle yapınca, kendimi bir müzisyenden daha çok kurgulayıcı bir işçi gibi hissediyorum.

Tamam o da bir beceri tabi ama tatmin etmiyor beni.

İçimde hep bana dair özgün sesler efektler üretme duygusu var.

Birileri sanki ürettikleri loopları kullanan bir araç gibi görüyor beni sanki.

Canım sıkılıyor.


Başka bir yol daha var bence.


Alıyorsun eline telefonunu, mikrofonunu; kuşların, börtü böceğin seslerini,

ya da hangi temayı içeriyorsa müziğin, ona dair doğal

efektleri kayıt edip studioya geri geliyorsun.

Teknoloji o kadar geliştiki bunu yapmaman için hiç bir neden yok.

Emek verildi, naturel sesler kaydedildi.

Hepsi orjinal ve telif hakkı bir tek doğaya ait ve o da sağolsun para

istemiyor zaten.


Gitar ve piano da yeni alındı mesela ve studioya da pencere önünde

aç martılar gibi biri bize dokunsa çalsak abi diye bekleyip duruyorlar.

Baktık ki çalacak biri yok, bir arkadaşımızı çağırıyoruz.

"Bir slow kadans oluştursana birazdan klarnetçi gelecek

doğaçlama yapacak" diyoruz.


Derken;

Pianist çalıyor gidiyor. Klarnet çalan arkadaş gelip bir kaç

melodik fikir oluşturuyor.

Tamam. Fazla kurcalamaya gerek yok zaten.

İki üç enstruman ve biraz efekt duyguları ifade etmeye yetiyor genellikle.

Bu arada en önemlisi sound kalitesi. Yani hardware ve diğer ekipmanlar? tabiki.

Cubase vs. hikaye yani...


Neyse...

Malzemeler hazır. Artık müziğimizi kotarabiliriz.

Yanlışsa da bize dair en azından...

Birini Süleyman çaldı, öbürünü de bizim İbrahim...

Olmazsa çağırır sorarız hesabını, en azından muhabbet olur.


Hazır mıdı ya da waw döngüler looplar ve efektler filan kullanmayı sevmiyorum..

Böylesi daha iyi oluyor sanki. Bunu ben yaptım diyebiliyorsun.

Ben cubase i kullandım o beni değil yani.

Sevgiler...14.07.2019
nacib
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 995
Kayıt: 11 Ara 2013, 02:10
Has thanked: 15 time
Been thanked: 28 time
İletişim:

Müzikal Öyküler...

Mesaj gönderen nacib »

Sevgili örümcek arkadaşım Ngunobdhuyen...

İlginizi çekebildiğime sevindim.

Müsaitseniz eğer ve hazır eliniz değmişken diğer sosyal platformlarımdaki paylaşımlarıma da bir el atsanız diyorum.

Çok sıkıldım zaten.

Her şey o kadar sıradan ve tekdüze ki inanın sizin gibi tipleri arıyorum desem yalan olmaz.

Şimdi kız kulesi gören bir bankta oturmuş İsmail i bekliyorum.

O henüz düğünde dönmedi...

Gelirseniz sevinirim. Büyük çınarın az ilerisindeki banktayım.

İki tekel bira alıp gazeye sardım. Nolur noolmaz, belki biri uğrar diye.

Sevgiler Ng.
En son nacib tarafından 15 Tem 2019, 20:42 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Cevapla

“Kafeterya” sayfasına dön