Bir kaç yüz yıl önce böyle bir kavram yoktu.
Akustik enstrumanlarla yapılan satılık performanslar ve kayıt teknolojisi olmadığı için anlık dinletiler vardı ve çok değerliydi.
Sanat genellikle çok zengin olanların tekelindeydi ve buna sadece müzik değil, resim ve edebiyat da dahildi.
Müzikte mix ,maistering doğal yollardan yapılıyordu.
Anfi tiyatroların, akustik salonların doğal reverbi, rezonanslar, vs. vardı.
Orkestra elemanlarının sahnedeki yerleşimi, doğal panlama ve çalgıcıların performansları, gain ve çeşitli fx parametreleri oluştururdu.
Garip olan odur ki, şimdi o kaliteyi yakalamaya çalışan bilgisayarlarımız var ve bizler bunları nasıl kullanabiliriz diye konuşuyoruz.
Bence günümüzde her şey daha karışık.
Bir çoğumuz Afrika kökenli olmadan caz, arap olmadan oryantal yapmaya çalışıyoruz. /Konuya vakıf arkadaşları tenzih ederim/
Kullanılan çalgıların bilgisine sahip olmadan aranje yapmaya kalkışıyoruz.
Öyle ya, nasıl olsa artık hepsi neredeyse bir tıkla avucumuzun içindeler.
Ama kültür yok.
Arap nasıl çalar, çing you nasıl hisseder bilemiyoruz.
Kültür olmayınca teknoloji naapsın...
Önce ne yapmak istiyoruz, hangi konuda uzmanlaşmak isttiyoruz, karar vermek gerek.
Kayıt mı yapacaksın, aranje mi yapacaksın, ülkene dair özgün müzikler mi üreteceksin, yoksa sadece software incelemekle mi zaman geçireceksin.
Sonra paran varsa akademik eğitimini, paran yoksa usta çırak ilişkisini tecih edip olayı biraz zamana yayman gerekiyor.
Uzun iş, zor iş ama bilgi paylaşımı ve kültür etkileşimi anlamında güzel bir zamanda yaşıyoruz.
Not;
Forumda okuduğum çeşitli yazılardan etkilendiğim için paylaşma gereği duydum.
Doğrudur, yanlıştır. Bunlar kişisel düşüncelerim. Eksiğim varsa tamamlayın, yanlışım varsa düzeltin lütfen .
Sevgiler...
19.04.2015 Ahmet Sabri Karataş