Ses Kayıt Teknolojilerinin Tarihsel Geçmişi

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Cho®dSolo
Administrator
Administrator
Mesajlar: 3804
Kayıt: 07 Oca 2012, 01:00
DAW: Cubase Elements 8, StudioOne 3.0
Şehir: Düzce
Has thanked: 108 time
Been thanked: 34 time
İletişim:

Ses Kayıt Teknolojilerinin Tarihsel Geçmişi

Mesaj gönderen Cho®dSolo »

[align=center]Resim

Günümüzde kayıt mühendisleri ve stüdyolar sırf davul kaydetmek için 10-15 civarı [url=http://www.***fimuzik.net/mikrofonlar/]Mikrofon[/url] kullanıyor. Halbuki geçmişte (1920’nin ortalarına kadar), büyük jazz ve swing orkestralarının kaydı bile ucunda iğne olan bir koni vasıtasıyla direkt olarak üzeri balmumu v.s. kaplı ve mekanik olarak döndürülen bir silindire yazılıyordu.

Bir orijinal silindirlerden en fazla 25 kopya çıkarılabildiği için önemli kayıtlarda bunlardan aynı anda 10 veya daha fazlası kullanılıyordu. Bu fonografların elektrikli modelleri 1930 yılında ortaya çıktı.

1932 yılında BBC, Marconi-Stille diye adlandırılan 3mm genişliğinde ve 0.08mm kalınlığında çelik şeriti dakikada 90mt ilerleten büyük kayıt cihazları kullanmaya başladı.

Daha sonra, özellikle 1940’lı yıllarda, paslanmaz çelik telli kayıt cihazları popüler oldu ama bunların kayıt kalitesi silindire kayıt edilenlerden daha düşük idi.

“K1” olarak bilinen ilk manyetik bantı 1935 yılında AEG firması yaptı. İkinci dünya savaşı sırasında Reichs Rundfunk firmasında çalışan bir mühendis manyetik bantlara kayıt edilecek audio sinyallerine 50-150 kHz ekliyerek ses kalitesini arttıran “AC Biasing” tekniğini buldu.

İlk stereo teyp 1943 yılında yine AEG firması tarafından yapıldı. 1950 yıllarının başında manyetik bant kullanan teypleri Ampex ve 3M geliştirdi. Tape overdubbing ve sound-on-sound olayının gelişmesini gitarist Les Paul geliştirdi.

Bantları kesip biçmeyi ve farklı kayıtları birleştirmeyi ticari olarak ilk kullanan Bing Crosby idi. Bing Crosby AMPEX firmasına 50,000.- dolar yatırım yaptı ve bu firmanın 1948’de ortaya çıkardığı meşhur Model 200 teyp dekini çıkarmasını sağladı.

İlk olarak Alman ses mühendisleri tarafından 1943 yılında geliştirilen 2 track teypler 1950 yıllara damgasını vurdu. Yine de 1960 ortalarına kadar yapılan kayıtların çoğu mono idi.

1950 yıllarının başında Les Paul, AMPEX firmasına 8 kanallı bir teyp ısmarladı ve ilk multi-tracking kayıtlarını aldı. Les Paul başarılı olunca AMPEX firması ticari kullanım için 3 track bir teyp yaptı ve bu teypler 1960’ın ortalarına kadar birçok kayıtta ve bilhassa early Motown Hits’in kayıtlarında kullanıldı.

1960’ın ikinci yarısında 4 kanallı teypler stüdyolarda kullanılmaya başlandı. Beatles’ın Revolver ve Sgt.Pepper’s Lonely Hearts Club Band albümleri 4 kanal teypler ile ve “bouncing tracks” tekniği ile yapıldı.

1963’te Phillips firması makara teyplerin egemenliğini ortadan kaldıran kaset formatını çıkardı.

1970’lerde Dolby Laboratories firması compression ve expansion algoritmaları ile teyp hiss sesini azaltan elektronik devreler geliştirdi. Profesyonel kayıtlarda Dolby A, kompakt kasetlerde Dolby B standart olarak kullanılmaya başladı.

Dijital kayıt sistemleri 1980’li yıllarda ortaya çıktı. Alesis tarafından geliştirilen ADAT’lar 1991 yılında piyasaya çıktı.

[list]
[/list]
[/align]

DreamSongs
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1220
Kayıt: 07 Oca 2012, 23:27

Ses Kayıt Teknolojilerinin Tarihsel Geçmişi

Mesaj gönderen DreamSongs »

Hocam sağol çok önemli ve ilgi çekici bilgiler paylaşmışsın. Kayıt teknolojisi tarihi aslında çok uzun ve ayrıntılı bir dönem içeriyor. Yapılan deneysel çalışmalar bir diğer tekniğin yada cihazın icadına yol açtı.

[align=center][SIGPIC][/SIGPIC][/align]

okidoz
Müdavim Üye
Müdavim Üye
Mesajlar: 1787
Kayıt: 07 Oca 2012, 20:24
Has thanked: 6 time
Been thanked: 7 time
İletişim:

Ses Kayıt Teknolojilerinin Tarihsel Geçmişi

Mesaj gönderen okidoz »

100 sene içerisinde çok ama çok değişime uğramış müzik kayıt ve buna bağlı müzik, ama bizim jenerasyon bu değişimlerin en uç noktasına şahit olmuş nesil bence, çünkü öyle bir şey çıktı ki öncesini söküp attı, şimdi analog bant kayıt yapan bu cihazları bulunduran ya çok büyük stüdyolar ( dünya çapındaki büyük bütçeli işlerde davul ve vokal kaydı önce bantlara kaydediliyor sonra dijital ortama aktarılıyor diye biliyorum, bunun sebebi ise o sıcaklık anca bu şekilde mümkün oluyormuş ) yada çok az kalmış bazı eski kafalılarda bulunabiliyor.Ben resimdeki aleti bir arkadaşımın deposunda görmüştüm feci ağır olduğunu söylemişti.BU kes - yapıştır işlemlerinin aynısını bantta yapıyorlarmış zamanında, hattayapıştırıcı özel bir alette varmış.Düşünsenizde bantlarında bir ömrü var ve pahalıymış, yani öyle çalamadım istediğin kadar sil kaydet şansında yok, iyi stüdyolar bir kaç kez kaydedip sildikleri bantları satıyorlarmış daha ucuza.Ama o zamanların kayıtları da ayrı bir lezzetli hani.

Daha eskisi içinse bir belgeselde izlemiştim, işler çok daha berbatmış, yazıda da bahsediliyor, kişi yada kişiler devasa bir gramafonun önüne geçiyorlar ve çalıyorlar mikrofon görevini görüyor.Bırakın bir kerede çalmayı, kayıt çoğaltmak diye bir şey yokmuş o yüzden adam her plağa ayrı çalıyormuş, bir trompetçiden bahsetmişlerdi, adamın kaydettiği o plakların koleksiyonunu yapan insanlar aynı albümün farklı kayıtlarını devasda paralara alıyorlarmış, her plak farklı icra :).Ne diyelim dijital çıktı mertlik bozuldu mu yoksa mertlik derece mi atladı?;)

[align=center]Müzik[/align]

Cevapla

“Müzik Teknolojileri” sayfasına dön