Müzikal Öyküler...

[nacib]

Pazara sarkmış cumartesi öyküleri...

Züürt müzisyenin günlüğünden sayfa 29...

Akşam fazla kaçırmışım herhalde.

Bu sabaha beni karşı 4 gibi beni müzik enstrumanları satan bir mağazanın vitrinine yapışık olarak bulmuşlar.

Vitrine bakarken sızıp, yapışmış kalmışım. Gören arkadaşlar sağolsunlar, itfaiyeye haber vermişler.

"Itri durağının az ilerisindeki müzik mağazasının camekanına yapışmış biri var."

"Fena yapışmış abi, bir türlü sökemiyoruz." diye...Hava da ayaz tabi..

Aslında şu soldaki İbanez elektro akustik gitara takmıştım kafayı.

Bir de yamaha duvar piyanosu vardı sağ tarafta. Siyah.

Ara sıra geçerken bakıp bir kaç akor basıyordum kafama göre işte.

Vitrinin önünden her geçtiğimde durup tuşlarına dokunuyorum çaktırmadan.

Gitarı da dün sabah işe giderken çalmıştım bakarak. Süper bir tonu vardı.

İbanez zaten tartışılmaz.

[12Ancela]

Selamlar,

Sizi Mağazanın vitrinine yapıştıran aşağıdaki
Ibanez'lerden hangisiydi acaba.

Ibanez AE315-NT
Ibanez AEG8EMH-OPN
Ibanez AE245-NT
Ibanez AE255BT-NT
Ibanez AEG10II Electro Acoustic
Ibanez AE205 Electro Acoustic
Ibanez AE205JR Electro Acoustic



İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.
Yahya Kemal BEYATLI

[nacib]

[QUOTE=12Ancela;48229]Selamlar,

Sizi Mağazanın vitrinine yapıştıran aşağıdaki
Ibanez'lerden hangisiydi acaba.

Ibanez AE315-NT
Ibanez AEG8EMH-OPN
Ibanez AE245-NT
Ibanez AE255BT-NT
Ibanez AEG10II Electro Acoustic
Ibanez AE205 Electro Acoustic
Ibanez AE205JR Electro Acoustic



İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.
Yahya Kemal BEYATLI[/QUOTE]

Sağ ol kardeşim. Güzel yorum.
Marka öyküde simge olarak kullanıldı ama ona dair bir kaç anım da var tabi.
Seksenli yıllarda bir stüdyoda görmüştüm onu.
Elektro bir gitardı. Klavyesi hafif bombeli ve ağırdı.
Nasıl anlatsam sağlamdı ve rahattı yani insana güven veriyordu.
O aralar İtalyan star marka bir elektro gitarım vardı.
Aslan hanın oralardan, Beyaz Ticaret diye bir yerden almıştım.
Bu züürt müzisyen hikayesinin alt yapısında o parasız yıllarım yani.
Star dan sonra İbanez'i elime alıp dokununca klavyedeki rahatlığına şaşırmıştım.
Oradan aklımda kalmış işte...

Yorumun için teşekkür ederim...

[nacib]

Forum Kafeteryası Cumartesi öyküleri...

Virüsten dolayı 65 yasağı var ya bu aralar...

Baktım ; Hava güzel. Biraz ay ışığı, biraz Kız Kulesi takılırım diye eski eşofmanlarımı giyinip gecenin bir yarısı sahile çıktım..

Eşofman genç gösteriyor ne de olsa...

Dakikasına kalmadı İki bekçi dikildi başıma. "Hadi dayı, kalk git evine, sebep olma bari insanlara" dediler.

Birinin sesi tanıdık geldi sanki...Baktım bizim İsmail.

Sonun da bekçiliğe atmış kapağı. Bir de havalı duruşu var ki sormayın...

Rozet 4/4 lük

"İsmail, benim, tanımadın mı?" dedim.

"Abiiii!" diye öyle bir nara attı ki Kız Kulesi sallandı sanki....

Yanındaki mesai arkadaşı tam da beni tutuklayacakken duraksadı. Biz İsmail le sarmaş dolaş, virüsler havada uçuşuyor, kimin umrunda...

"Ne yapıyon la?" dedik aynı anda "Nerelerdesin abi yahu? dedik ve bir güzel kavuşma telaşı sardı geceyi.

"İyiyim" dedim, iş, güç işte yaşamaya çabalıyorum" dedim.

"Benim de bir kızım oldu abi" dedi.
......

İşte böyle arkadaşlar.. Uzatmak istemiyorum. Sağ olsun. İsmail in eskortluğunda evime döndüm o akşam.

Şimdi ne desem boş gibi geliyor.


Sevgiler...

[Sativus]

Özlettin abi

[nacib]

Teşekkür ederim kardeşim. Ben de sizleri ve paylaşımlarınızı özledim.

Bir yıldır özel bir kurumda çalışıyorum.

O nedenle zaman ayıramadım sayfaya ama ara sıra arkadaşlar ne alemdeler diye bakıp duruyordum.

Bu zorunlu tatil ortamında baktım ki: Bu güzelim site elden gidiyor.

Çok üzüldüm ama kendi adıma değil..

Aslında buradan gelip geçen ve gerek teknik anlamda gerekse deneyimlerden yararlanma adına
ve hatta sağlıklı paylaşım nasıl yapılır a dair ve
müzisyen arkadaşlığı nedir? e dair, dostluğa dair, bilgi deneyimler nasıl kırmadan dökmeden paylaşılır a dair,
en çokta, o gelip geçerken bir takım bilgiler edinen genç arkadaşlar adına,
biraz da yaptıkları iyi kötü yaptıkları çalışmalarını paylaşan ve anında arkadaşlarımızdan geri dönüşüm alan müzik dostlarım
adına üzüldüm.

Benzer teknik bilgileri her yerde bulabilirler belki ama Tezcan kardeşimin de altını çizdiği gibi

işin bir de "Naabeer, nasılsın, neler yapıyorsun bu aralar kardeşim?"

"Bak şurası çok güzel olmuş, burası olmamış, şöyle yapsaydın daha iyi olurdu sanki" boyutu var...

Neyse... Hızlıca yazdım biraz, imla ve anlatım yanlışlarım varsa özür dilerim...

Sevgiler...

[nacib]

Cumartesi Öyküleri...

Alışmak sevmekten daha zor geliyor bazen...

Yeni bir takım cihazlar aldım. Native 61 yen bir klavye UR22 ses kartı seti gibi.

Hepsi çok güzeldi de ilk kullandığımda tuhaf garip bir yabancılık hissediyordum nedense?

Software lere alışmak gibi yeni ekipmanlara da alışmak biraz zaman alıyor sanırım.

İnsan yıllarca kullana geldiği aygıtlardan sonra yeni bir takım cihazlara geçtiğinde bir tuhaf hissediyor.

Bilemiyorum belki de bana öyle geliyordur.

Kalitesi tartışılmaz olsada o size sinmiş eski cihazlarınızın kullanım alışkanlığından kalan yan etkileri

bu yeni aletlerinize karşı ilk kullanımlarında aykırı bir durum oluşturabiliyor.

Örneğin bu yeni edindiğim Native midi klavye. Markasından da anlaşıldığı gibi kalitesi

tartışılmaz ama gel de bana sor.

Klavyeyi aldıktan sonra üç dört kere satışa çıkarıp vazgeçtim.

Steinberg ses kartını ve kulaklığını, hatta mikrofonu da öyle...

Sonra kendime dedim ki biraz zaman ver kendine.

İyi de etmişim.

Şimdi kullandıkça bir ev stutyosu için sağlam ekipmanlar olduklarının ayrımına varıyorum.

Yanlış anlaşılmasın marka ayrımı yapmıyorum.

Demek istediğim yeni teknoloji ekipmanlar aldığımızda böyle durumlar oluşabiliyor.

Onlara ve kendimize biraz zaman verelim.

Deneyimlerimi paylaşmak istedim.

Alışmak sevmekten daha zor gelebiliyor bazen.

Sevgiler....

[nacib]

Çalgıcının Günlüğü...

Sabah sabah kalktım bir ezgi yazdım. Cm

Elime sağlık. Bu güne iyi başladım galiba.

Tempoyu düşürürsek duygusal, yükseltirsek marş oluyor sanki.

Bir de akşam üstü bir kaç söz yazabilirsem üstüne.

Bu salı daha hatırlanır bir salı olacak.

[Cho®dSolo]

Senden bir "Kovid-19" hikayesi bekliyoruz Abi...

Ch.

[nacib]

Cumadan yazılmış cumartesi Öyküleri...

Müzisyenin Günlükleri...

Gecenin bir yarısı kan ter içinde uyandım.

Baktım hafif bir yutkunma problemim var.

"Hay Allah yahu! kaptım herhalde?" diye düşündüm.

Balkona çıktım.

Dışarıda gezinen insanlardan birkaç virüs esprisi yankılandı mahallede.

"Sen hâlâ ölmedin mi baba!" diye bağırdı Sibemol Remzi'nin ortancası.

Mezarlığın alt sapağından "Senin gibileri çok gördük çocuk!" diye seslendi soluk bir ses.

O ara bir çöp toplayıcısı Remzi eski bir televizyon daha buldu çöplükte. Sevindi.

Pazar yeri yeni kuruluyordu arka caddeye.

Elmalı köyünden Emine sütünü satabilirse ve parayı saklayabilirse kızlarına terlik alacaktı.

Kendine dair istediği bir şey yoktu. Açtı tezgahını bekledi...

İçeri girip yorganı yeniden çektim üstüme.

[Cho®dSolo]

Aman Abi, Allah korusun...

Ch.

[nacib]

Cumartesi Öyküleri...

Müzisyenin Pandomi Günlükleri...

Pazartesi....

Çok üzülüyorum...

Kim derdi ki pazartesilerim bu kadar sıradanlaşacak.

Pazartesi olduklarından utanacak...

Haftanın ilk günü stresinden sıyrılıp herhangi bir güne bürünecek.

Ha pazartesi, ha salı, belki cuma, hatta cumartesi, pazar ne fark ediyor ki?...

Artık bana her gün pazartesi...

Çok üzülüyorum...

Araba vapurunda yokum mesela.

E3 otobüs durağında, fırın önünde, pide kuyruğunda filan.

Kız kulesinin ben bakmayıncaki halini düşünebiliyor musunuz?

Resmen ayıp.

Ya da kuş pazarı bensiz ne kadar kimsesizdir.

Kimse farkında değil tabi Yeni Cami önünden bu gün geçmedim.

Boyacı İbrahim'e boyatıp ayakkabılarımı borcum olsun demedim.

Galata Köprüsünde balık tutanlara bir merhaba! rastgele! filan demedim.

Bu gün Pazartesi...

Çok üzgünüm.

Sevgiler...

[nacib]

Cumartesi Öyküleri.../Markalar üzerine senaryolar./

2019 İstanbul üniversitesi arka bahçesi yaz günleri...
Oğlan kızı çok seviyordu. İlgisini çekebilmek için paraya kıydı.
Takamine GD51 akustik bir gitar aldı.
Akşam üstleri kampüs kafeteryasında çalıp söyledi ve sonunda kızı tavladı.
Sonrasında gençlik aşkı da popüler şarkılar gibi bitti tabi.
Neyse ki GD51 CE bir kenarında hala duruyordu.
Şimdi hala çalıp söylüyor ve onunla sağlıyor geçimini.

Aşklar biter Takamine bitmez

Not: Bu senaryomu firmaya 5000 bine satmayı planlıyorum.
Ne mi yapacağım parayı?
Gidip bir 4500 e Takamine GD51CE Sunburst Elektro Akustik Gitar alacağım.
Eh kalan 500 de bir kenarımda dursun yani.
İsmail gelir birazdan yine borç ister diye...

Sevgiler...